untitledSon günlerde bir haber gündemi bayağı meşgul ediyor. Şu Suriyeli mülteciler meselesi. Hani Suriye’deki iç savaştan kaçan kim varsa sınırlarımızı ardına kadar açarak Türkiye’ye doldurduğumuz yaklaşık 2 milyondan fazla Suriyeliden bahsediyorum. Dünya’da acaba bizim gibi sorgusuz sualsiz, evraksız belgesiz geleni içeri alan başka bir ülke var mıdır onu da çok merak ediyorum ya neyse…

Gaziantep’te Suriyeli mültecilerle bir gerilim yaşanmaya başlanmış ve bu gerilim de gittikçe artıyormuş. Önce, Suriyelileri paralı sanıp evlerini kiraya vermişler. Hatta daha önceki kiracıları çıkartıp Suriyelilere uçuk fiyatlarla evlerini kiralamış Gaziantepliler. Fırsat bu fırsat diyen ev sahipleri de ev fiyatlarını sun’i olarak yükseltmişler. Kiralıklar da, satılıklar da  almış başını gitmiş. Sonra Suriyelilerin paraları bitmiş; paralar bitince takke düşmüş kel görünmüş. Şehirde hırsızlık, fuhuş, dilencilik, gasp başlamış. E haliyle de 2 kuruşa tamah eden Anteplilerin para hevesleri kursaklarında kalmış.

Hep diyorum ya, bu ülkenin insanı öyle söylendiği gibi “Asil, yüksek karakterli, namuslu, dürüst, mütedeyyin” falan değildir diye. Bu ülke insanının taptığı tek güç “PARA”dır. Ve o güce ulaşabilmek için gerektiğinde solcu da olur, dinci de; ülkücü de olur komünist de! Bukalemun gibidir, kim varsa iktidarda ondan yana görünmek, ona yakın durmaktır tek derdi. Kaypak, sinsi ve mürâidir. Aman ha dikkat edin bu mürâilik, yani ikiyüzlülük öyle böyle bir ikiyüzlülük değildir. Dilinden “Selâmünaleyküm, Allah, inşallah, nasip” lafları, elinden tespih düşmeyen hacı amcam bir bakarsın ki, ortama uyup en hasından ülkücü olmuş, sarkık bıyıkları ve börküyle kıl çadırda kımız içiyor! Ya da içki masalarında vatan kurtaran bir aslan sosyaldemokratken iktidar değişince anında kafasını secdeden kaldırmayan bir sufiye dönüşmüş, neredeyse uçacak! untitled-1Yanlış anlaşılmasın, bu sadece Gaziantepliye özgü bir özellik değil, Türkiye’nin neresine giderseniz gidin ezici bir çoğunlukla aynı tip çıkarcı, sinsi, kaypak, ikiyüzlü insan görürsünüz.

Parasını alamadığı Suriyeli kiracısı tarafından bıçaklanıp öldürülmüş bir evsahibi. Olaylar çıkmaya başlamış, Kilis’e de sıçramış bu istenmeyen olaylar. Şimdi diyorlar ki, “Evimizden ailelerimizle birlikte dışarı çıkmaya korkuyoruz.”

Aslında paralarını alsalardı, herkes evinden rahatlıkla çıkacaktı. Para ve güç sahibi olarak gördükleri Suriyeliler önünde iki büklüm olmaya, “Allah devlete ve Suriyeli kardeşlerimize zevâl vermesin” ikiyüzlülüğüne devam edeceklerdi. Ama olmadı; Suriyelilerin paraları bitince şikâyet etmeye, onları istememeye başladılar. O zaman da çatışmalar başladı.

İşçi Partisi Gaziantep İl Başkanı Günnur Ünverdi “Olayların sorumlusu hükûmettir.” demiş. Ne de özgün bir tespitte bulunmuş haşmetmeap! Kutlarım…

Peki, Antepli suçun hükümette olduğunu daha yeni mi anlamış? Suriyeliler akın akın gelirken, o güne kadar örneğin 300TL kira aldıkları dairelerini bunlara 800TL’ye kiralarken neden sesleri çıkmamış? Çil çil paralar gelirken ne vatan millet, ne de aileleri neden akıllarının köşesine bile gelmemiş? imagesHükûmeti suçlamak, işin içinden sıyrılmanın en kolay yolu. ASIL SORUMLU SİZSİNİZ EY ANTEPLİ HEMŞEHRİLERİM SİZSİNİZ!

Ha bu arada, siz bakmayın bu Anteplilerin sahte serzenişlerine, “yandık, bittik, mahvolduk” ağlamalarına; cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Başbakan’a %60.44, Kilis de %65 oranında oy vermiş. Yani, şimdi çatıştıkları, şehirlerinde istemedikleri Suriyelileri milletin başına musallat eden hükûmetin başını, yani Suriye politikasının mimarını, yüksek bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçerek bir nevi bu politikasını onaylamışlar. Ne büyük bir ironi değil mi?

Ne diyeyim; Cumhurbaşkanımız vatana millete ve özellikle Antep’e hayırlı uğurlu olsun.

22 Ağustos 2014

Uğur GÖRGÜLÜ