tartisma_75123Türkiye çok ilginç bir ülke. Bu ülkede yaşayan insanlar da…

Düşünsenize, DEMOKRASİ, DİN, LAİKLİK, ÜLKE ve BAYRAK SEVGİSİ gibi kavramların tanımı, her ülkede üç aşağı beş yukarı aynı olmasına rağmen, bizim memlekette iktidarlara, hatta iktidarı oluşturan bakanlara göre bile değişebiliyor.

Aslında son 13 yılda en çok gördüğümüz ve artık toplumun büyük kesimi tarafından kanıksanan, normal görülen davranış biçimi, toplumsal kutsallarımızın sıradanlaştırılmasıdır. Bu, bilinçli bir siyasi anlayıştır ve kalabalık insan topluluklarını “kuru kalabalık”tan bir “millet”e dönüştüren, sevinçte ve hüzünde  birbirine bağlayan kutsallarını önemsizleştirmeye  ve bu bağı zayıflatmaya yönelik  bir siyasal algı yönetimi politikasıdır…

“Siyasal Algı Yönetimi”nin bu amaçla kullandığı en önemli argüman YAZILI ve GÖRSEL BASINDIR.  Medya algı yaratmada doğrudan etki sahibidir. İnsanların bir zamanlar kutsal saydıkları, üzerinde konuşurken çok dikkatli davrandıkları birçok kavramın bu dönemde sözde tartışma programlarında aylarca, yıllarca tartışıla tartışıla ayağa düşürülmesi, basite indirgenerek önemsizleştirilmesi hedeflenmişti. Hedefe neredeyse varıldı.

Bu amaçla da, nereden ve nasıl türediği belli olmayan, son dönemde birileri tarafından özellikle parlatılmış, sonradan olma gazeteciler, yandaş öğretim görevlileri, politikacılar, eski askerler, her dönemin adamı bir takım yalamalar kullanıldı ve bu uygulama hâlâ devam ediyor.

İşte bu sayededir ki, bugün bebek katili caniye birilerinin “Sayın Öcalan” demesine, eli kanlı teröristlerin davul zurnayla karşılanmasına artık kimse tepki vermiyor…

PKK’nın meclise girebilmesi için cinayet şebekesine paravanlık yapan partiye ödünç oy bile veriliyor…

dinogrSabah akşam tv ekranlarından Yüce Önder Atatürk’e artık alenen birilerinin sövmesine, tüm yaşamlarını ona borçlu olan bu millet tepkisiz kalıyor…

Yani diyeceğim; ABD’li toplum mühendisleri tarafından yürütülen bu algı operasyonu bence son derece başarılı olmuştur ve Türk toplumunun bugün getirildiği KIVAM tam da onların istediği düzeydedir. Birkaç yıl içinde İmralı’daki köpek pisliğinin serbest kalmasına ve hatta kutsal meclis çatısı altında bulunmasına bile birkaç cılız tepki haricinde kimse itiraz edemeyecektir, çünkü bunu artık çok önemsiz bir olay olarak algılayacak ve şartlanmışlıklar yüzünden en önemli şeyin ne olursa olsun geçim derdi olduğunu düşünecektir. Zaten ülkenin içine sokulduğu ekonomik koşullar da bunu desteklemektedir. Aç insanın kutsalı olmaz felsefesini iyi bilen hâkim güçler bunu yıllardır özellikle körüklemektedir!

page_turkiyede-tartisma-kulturu-hakkinda-bir-belgesel-sozun-farki_699535216Toplum mühendisliği, ABD’nin en iyi uyguladığı bir mühendislik dalıdır. Ülke insanlarını yıllar boyunca çok dikkatli inceleyip, genel davranış alışkanlıklarını, zayıf ve kuvvetli özelliklerini tüm yönleriyle irdelemektedirler. Bu değerlendirme sonucunda o ülke insanını içten içten nasıl zayıflatıp çökerteceklerini keşfetmekte ve politikalarını o yönde geliştirmektedirler. İşte bugün Türkiye’nin başındaki en büyük tehlike bizi birbirimize sımsıkı bağlayan KUTSALLARIMIZI yozlaştırıp, içini boşaltarak gevşeten emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileridir.

bcgt11uccaastqs-074F-068C-AF49Tartışma kültürü diye insanlara dayatılan ve “demokrasinin gereği” gibi gösterilen hıyanet politikasının meyvesi, BU GÜZEL ÜLKENİN PARÇALANMASIDIR. Türk halkı Yugoslavya, Çekoslovakya, SSCB gibi ülkelerin başına gelenleri çok iyi incelemeli, çok iyi gözlemlemelidir. Unutmayınız ki, bu ülkelerde de emperyalist güçler aynı taktikleri uygulamış ve onlara en büyük yardımı da birer kahraman ya da kurtarıcı gibi parlatılan işbirlikçi yerli hainler sağlamıştır.

BİZİ BİR ARADA TUTAN KUTSALLARIMIZ YANİ; CUMHURİYET DEĞERLERİ, ATATÜRK İLKELERİ, İSLÂMİYETİN BARIŞÇIL MESAJLARI, DEMOKRASİNİN ERDEMLERİ, ŞEHİT KANLARI İLE SULANMIŞ BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞI, NEREDE DUYARSAK YA DA SÖYLERSEK BİZLERİ GÖZYAŞLARINA BOĞAN İSTİKLÂL MARŞIMIZ VE ŞANLI BAYRAĞIMIZ HEPİMİZİN ORTAK PAYDASIDIR. EMPERYALİZME EN GÜÇLÜ TEPKİMİZİ İŞTE BU VE BENZERİ KUTSALLARIMIZI KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ OLARAK GÖRDÜĞÜMÜZÜ VE ASLA ONLARDAN VAZGEÇMEYECEĞİMİZİ, GEREKTİĞİNDE ONLAR İÇİN ÖLÜMÜ SEVE SEVE GÖZE ALACAĞIMIZI HİSSETTİRMEKLE VEREBİLİRİZ.

 

Uğur GÖRGÜLÜ

05 Temmuz 2015 – Erciş